Projelerle Maker Eğitmenliği
İşin mutfağından bir öğretmenin kalemiyle birçok deneyimden yola çıkılarak yazıldı. Artık gelişen teknolojiyle dengelerin değişmeye başladığı yeni dünya düzeninde teknolojide de kadının söz sahibi olduğunu göstermesi açısından ayrı bir yeri vardır. Okulunda veya kurumunda maker felsefesinin uygulayıcısı olmak isteyen, üretim odaklı eğitimi ilke edinmiş, öğrenmeye ve öğretmeye meraklı, akademik disiplinler ile işbirliği yapmak isteyen, Arduino vb. araçları programlayarak öğrencileriyle projeler geliştirmeye adım atmak isteyen branştan bağımsız tüm eğitimcilere bu yolda rehberlik etmek için yazılmıştır.
Maker hareketini kurumunda başlatacak ve uygulayıcısı olacak öğret- menlerin ihtiyaç duyacakları bütün bilgiler dikkate alınarak her konuya tüm detaylarıyla açıklık getirmektedir.
Bu rehber kitap ile okullarınızda ya da kurumunuzda maker hareketini başlatmanın yanı sıra bu öğrenme yolculuğunun heyecanını öğrencilerinizde uyandırmanın yollarını da öğrenerek onlara bu yolda rehberlik edebileceksiniz.
Projelerdeki adımları takip ederek hem programlamanın temellerini hem de elektronik devre programlamayı yaparak öğrenecek, ama hepsin- den önemlisi bunu öğrencilerinize nasıl öğreteceğiniz konusunda deneyimlenmiş öğretim teknikleriyle tanışacaksınız.
Kodlama ile ilgili temel bilgileri projeleri yaparken uygulamalı olarak öğreneceksiniz. Bunları öğrenirken de tercih edilen sade dil sebebiyle kul- lanılan kodların açıklamalarını rahatlıkla anlayabileceksiniz. Ayrıca kitap içindeki QR kodları okutarak tüm kodların dosyalarını da rahatlıkla indirebileceksiniz.
Kodlama bu kitap aracılığıyla artık kâbusunuz olmaktan çıkacak ve her projeyle birlikte yapabilirliklerinizi görüp bir sonraki projeye geçmek için büyük bir heyecan duyup sabırsızlanacaksınız.
Yonca Özgün
"Yıllardır liselere yaptığım sunumlarda öğrencilere müfredat üzerinden bilgi aktarımı yerine onların yetkinlik ve becerilerini geliştirmenin, meraklarını tetiklemenin, hayal kurmalarının ve tutkularını keşfetmelerinin öneminden bahsediyorum. 21. yüzyılda eğitimin hedefinde bilgi değil, beceriler, merak, hayal ve tutku olmalı. Bu hedefe ulaşmanın yolu ise sınıfta yapılan derslerden değil, ders dışı etkinliklerden geçiyor. Çağımızda teknolojinin baş döndürücü hızını düşünürsek, dijital bir dünyaya doğmuş olan günümüz öğrencilerini geleceğe hazırlamanın en iyi yollarından biri onların takımlar halinde teknik projeler üzerinde çalışmasını sağlamak. Bunu gerçekleştirmenin en pratik yolu da Maker Hareketi’nden geçiyor. Birçok okul bu harekete katıldı. Çok daha fazlası da katılmak istiyor ama nasıl yapacağını bilemiyor. Bunun sonucu olarak birçok öğrenci bu harekete katılmaktan yoksun kalıyor ve önemli kaynaklar israf edilebiliyor. Yonca Hocam, Maker Hareketi'ne dahil olmak isteyen okullar için herkesin anlayabileceği bir dilden çok detaylı bir rehber hazırlamış. Maker laboratuvarının oluşturulmasından tutun ekipmanların seçimine kadar, kullanılacak malzemelerden yapılabilecek projelere kadar her türlü detayı okurlar ile paylaşmış. Özetle Maker Hareketi’ni herkes için ulaşılabilir hale getirmiş, demokratikleştirmiş. Her okul kendi bütçesine göre bu harekete katılabilir, öğrencilerinin yaratıcılık- larını ve takım çalışması, proje yönetimi, inisiyatif alma becerilerini geliştirip bir yandan özgüvenlerini yükseltirken öte yandan ülkemizin ihtiyacı olan inovasyon iklimine destek verebilir. Eğitimde yine/yeniden reformun konuşulduğu bugünlerde, kanımca esas gereken reform budur: Öğrencileri sıralara oturtup onlara bilgi aktarmak yerine onlara takımlar halinde birlikte hayal edecekleri projeleri hayata geçirebilecekleri ortamlar sağlamak! Okumayan eğitimci kalmasın! "
Prof. Dr. Erhan Erkut
Günümüz dünyasında çocuklar direkt teknolojinin kucağına doğmakta- dır. Bu bağlamda çocukların eğitimiyle ilgili olarak da çocukların yaratıcılıklarını artıran ve becerilerini geliştirmelerini sağlayan STEM, Maker Hareketi gibi yeni yaklaşımlar kendilerini göstermeye başlamıştır. 21. yüzyıldan önce öğrenciye sınıfta sunulan hazır bilgi yerini bizzat öğren- cinin yaparak ve deneyerek öğrendiği bir eğitim yaklaşımına bırakmaya doğru yol almaktadır. Öğrencilerin beceri ve yeteneklerini geliştirmeye dönük bu yaklaşımlar doğrudan eğitimcileri de etkisi altına almaktadır ki bu konuda eğitimcilere ve öğretmenlere de ciddi görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu yaklaşımlar göz önünde bulundurulduğunda eğitimcile- rin de profili değişmeye başlamıştır. Diğer taraftan 21. yüzyıl dünyasına baktığımızda teknoloji ve inovasyonun çığır açıcı gelişmelere gebe olduğu düşünüldüğünde, eğitimciler ve öğretmenler için bu tarz bir yaklaşımın benimsenmesi temel bir gereklilik olarak kendini göstermektedir. Deği- şen bu yeni dünya dinamikleriyle beraber kadınlar da bu evrilen dünya- da kendilerine yer edinmektedir. Daha fazla kadının iş dünyasına etkili bir biçimde girip daha aktif bir rol oynayabilmesi için genç yaşta, hatta çocukluktan itibaren teknolojiyle daha iç içe olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda düşünüldüğünde kadınların iş dünyasında sayısının artması ve onlara rol model olacak eğitimci ve öğretmenlerin yetişmesi büyük önem arz etmektedir. Yonca Özgün Projelerle Maker Eğitmenliği kitabıyla 21. yüzyılın değişen dünyasında bir ilke imza atarak kadın kimliğiyle kadının da teknoloji ve inovasyonda yer aldığının ve zamanla kadının bu alanda daha çok söz sahibi olacağının sinyallerini veriyor. Özgün, bu kitabıyla sadece eğitmenler için bir rehber değil, tüm girişimciler için de önemli bir kaynak hazırlamış.
Doç. Dr. Gamze Sart
Comments